denge bilekliği

bir dönem hemen herkesin taktığı, hiçbir boka yaramayan sıradan plastik bileklik. ama iyi kazık yedik...

ilk başlarda avrupada çıkan, avrupada yemeyince fazla efor sarfederek çalışmanın gerekli olduğu gelimekte olan ülkelere pazarladılar.

bu olmadan güzel oynayamiyorum kardeşim diyip gramlık denge hesabı yapan arkadaşım vardı. hala oynayamıyor.

hamza hamzaoğlu'nun evinde bu bilekliğin koleksiyonu varmış. (bkz: denge dengeoğlu)

Kola takılır (misal sağ) kollar iki yana açılır. Kanka beni sağa iteklesene -iteklenir- yok artık nasıl dengede duruyorsun? bunlar hep bileklikten kankaaaa ahsjahah Bileklik takılır, kaldırımın ucunda yürürsün hiç zorlanmadan. Sonra bileklik çıkar, tekrar yürümeye çalışırsın ve sağa sola düşecek gibi olursun. Arkadaş ortamında herkes takar ve aynı şeyleri yapar. Bilekliğin sihirli olduğuna inanılır.

inanır mısınız hala bir sürü rengi duruyor evde. annem sınıf öğretmeni, bu icadı da başımıza o getirmişti. okulda öğretmen arkadaşlarında görmüş, biz evde büyülendik yüzlerce aldık shsjsjs

acaba o dönemlerde bunu takanlar şuan dengelerini kaybetmiş midir?

keriz silkeleme taktiklerinden yalnızca 1 tanesiydi. ben bunları sürdürülebilir olmayan, ucuz, aç gözlü ve kısa vadede başarılı uzun vadede başarısız girişimcilik hamleleri olarak da nitelendiriyorum.

Büyük bir kandırmacadan başka birşey değildi. Satmaya çalıştıkları yöntemi başka birşeyle evinizde deneyebilirsiniz. Misal bileklerinizde birşey olmasın. Kollarınızı iki yana açın. Tek ayağınızı kaldırın. Biri bir kolunuzdan aşağı bastırsın dengeniz bozulur. Bu sefer bileğinize en basitinden bir bileklik yada kol saati takın. Yine kolları açıp tek ayağı kaldırın. Aynı şekilde kolunuza bastırsınlar dengeniz bozulmaz. Evdeki malzemeden denge zımbırtınız hayırlı olsun.